- Tüm fasulyeler birleşin, suyunuzdan başka kaybedecek bir şeyiniz yok!
- Arife tarif gerekmez
RAPORU HAZIRLAYANLAR:
Azime Acar & Ender Bölükbaşı
Medyada bir “fasulye zamanı” vardır.
Gazeteciler istediklerini samimiyetle yazıya dökemeyince “Fasulye”ye başvururlar.
İyi de, nedir bu fasulye?
Türk basınında "fasulye"nin öncülüğünü yapan isim Çetin Altan’dır.
Altan, Demokrat Parti döneminde yazılarından dolayı iktidarının hışmına uğrayınca, çok okunan köşesinde “kuru fasulye tarifi” yapmıştı.
Yine bu duayen isim “Bugün canım hiç yazı yazmak istemiyor” diye köşesini boş bırakıp, bir başka protesto geleneğine de imzasını atmıştı.
Çetin Altan’ın köşesini boş bırakma nedeni, dönemin ana muhalefet lideri CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’ye Uşak’ta taşla saldırıda bulunulmasıydı.
Yine 1990’lı yıllarda 32. Gün’de yayınlanan “zorunlu askerlik yapmak istemeyen vicdani retçiler” haberiyle Deniz Arman, “halkı askerlikten soğutma” adına askeri mahkemede yargılanmaya başlayınca, TV programında, üzerinde önlüğüyle uzun uzun “kuru fasulye tarifi” yapıp, Çetin Altan’ı yad etmişti.
Bir sivilin askeri mahkemede yargılanmasının garabetini çok çarpıcı bir dille eleştirmişti.
Bugün ise Ergenekon tutuklamaları gazeteciler cenahına sıçrayınca, gazeteciler de "fasulyenin nimetlerinden" yararlanma yoluna gittiler.
Birgün Gazetesi’nin tüm yazarları köşelerini boş bıraktı.
Nuray Mert, Milliyet’teki bugünkü köşesinde şu sözlere yer verdi:
“Doğru bildiklerimizi özgürce yazamayacaksak, yazmanın anlamı yok.”
Ece Temelkuran ise basındaki "fasulye" geleneğini kuru fasulyeden “taze fasulye”ye dönüştürdü ve HaberTurk Gazetesi'ndeki köşesini “taze fasulye tarifi”ne ayırdı.
Meraklısı için not:
Fasulye tarifi ve diğer her şey Ece Temelkuran’ın HaberTurk Gazetesi Cumartesi günkü köşesinde.