Yine beklentiler ve belirsizliklerle dolu bir yıl…
Umudu kaybetmeden, sevdiklerimizle, değer verdiklerimizle sağlık, huzur, mutluluk dileklerini paylaşıyoruz. Bir derin nefes alıp, “gelecek yıl daha kötü olmasın yeter” diye ekliyoruz.
İklim krizinden savaşlara, göçlerden yükselen milliyetçilik dalgalarına kadar pek çok zorlu sınavdan geçiyoruz.
Birleşmiş Milletler, 2025’i Kuantum Bilim ve Teknoloji Yılı olarak ilan etmişken, üretken yapay zeka AI ve yeni yıl beklentilerinden söz edelim mi?
Azime ACAR
Yapay zekanın bir yanı sözcükler, resimler, müzik, videolarla sınırsız yeni ve orijinal içerik yaratan sihirli bir değnek gibi.
Çalışanlar, günlük raporları oluşturmak, bir metni yeniden yazmak gibi ofiste kalem oynatılacak işleri yapay zekayı kullanarak daha hızlı yapmaya devam edecekler. Ve, bunu patronlardan “gizlice” yapacaklar.
Neden gizlice?
Üzerlerine daha fazla iş yüklenmesi ve işsiz kalma endişesiyle gizleyecek olabilirler mi?
Görünen o ki yapay zeka, yönetimsel bir zorluğu da beraberinde getirecek. Patronların teknolojiden en iyi şekilde yararlanmak için “açık olmayı teşvik eden bir ortam” yaratmaya istekli olmaları bir çıkış yolu olabilir mi?
Peki, yapay zeka işimizi elimizden alabilir mi?
Çalışanların bu endişesine Netflix CEO’su Ted Sarandos’un yanıtı şöyle: “Yapay zeka işinizi elinizden almayacak. Ama yapay zekayı iyi kullanan kişi işinizi elinizden alabilir.”
İnsan yapımı, telif hakkı alınmış çalışmaların yapay zeka tarafından çiğnenip, bu çalışmaların soluk taklitlerini kusmakla eleştirilmesi de işin öteki yüzü.
*
“İzin almadan” kullanım hakkında Amerika’da New York Times, İngiltere’de Getty Images’ın açtığı davalarında eğer anlaşma olmazsa, alınacak emsal kararlar yıllar boyu teknoloji sektörünü etkileyecek.
Yapay Zeka’nın telif hakkı olacak mı, insan yapımı olmayan telif hakkı nasıl tanımlanabilecek? Belli ki bu sorunun da yanıtı aranacak.
*
Ya deepfake’ler?
Bir kişinin görüntülerini, kişinin isteği dışında, izinsiz, yasadışı olarak bir fotoğraf veya videoya yerleştiren deepfake’ler, çoktan siyaset ve iş dünyasına sıçramış durumda. Yeni yılda yeni yasalar gündemi meşgul edecek.
Yapay zeka, sadece ofis çalışanlarının günlük işlerine yardım etmenin ötesinde insan yaşamına gerçekten değer katması ile de gündeme gelecek.
Stanford İnsan Merkezli Yapay Zeka Enstitüsü Eş Başkanı Fei fei Li, yapay zekanın sonsuz uygulama alanlarına dikkat çekerken, “evde dolaşıp yaşlılara göz kulak olabilen robotlar, cerrahlar için bir çift el daha” diye örnekliyor. Nitekim, ilaç sektöründe klinik araştırma süreçlerinin yapay zeka ile kısalmasına ilişkin gelişmeleri duyacağız.
Her teknolojik ilerlemede olduğu gibi, yapay zeka maalesef savaşları da her zamankinden daha ölümcül ve daha kolay hale getirecek.
Sonuçta, yapay zeka korkusu, “yapay zekayı kaçırma” korkusuna dönüşürken, iş dünyası yeni bir eşikte. Hala bir çok şirket bu teknolojiyle ne yapıp ne yapmayacağını ya da en iyi nasıl kullanacağını bilemiyor.
Dünya düşündüğümüzden şaşırtıcı değil, düşünebileceğimizden de şaşırtıcı.
*
Dev süper bilgisayarlar, süper dertlerle de geliyor. Enerji ve çip meselesi var. Teknoloji devleri çoktan enerji ihtiyaçları için yüzünü nükleere dönmeye başladı bile.
Microsoft’a ait bir çok veri merkezine enerji temini için, Pennsylvania’daki Three Mile adasındaki nükleer santralin yeniden hizmete alınması planlanıyor. Google ve Amazon küçük modüler reaktör siparişlerini verdi bile.
Öte yandan, şirketler 2025’te yeşilden, dünya dostu olmaktan, geri dönüşümden, doğal ve sürdürülebilirlikten söz etmeye devam edecek. Faaliyetlerini “Yeşilmiş gibi” göstermek için çabalayan, yeşile boyanan şirketlerin boyalarının muhtemelen dökülmeye devam edeceği bir yıl olacak.
… Ve, algılar olgulara, söylentiler gerçeğe karşıyken, gerçeğe ulaşmak her zamankinden çok daha zor olacak.
Belirsizliklerle dolu yeni yılda, her şey her zamankinden iyi olsun. Neşe ve huzurumuz bol olsun.