- Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler Derneği’nin Başkanı bizi işletiyor mu?
- Günümüzün moda deyişiyle “elektrik alamayan” KOBİDER Başkanı’ndan enerjisi yüksek açıklama
RAPORU HAZIRLAYANLAR:
Azime Acar & Ender Bölükbaşı
8 Mart Dünya Kadınlar Günü, bir medya kazasına ve bir adalet garabetine imza attı.
Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler Derneği KOBİDER’in Genel Başkanı Nurettin Özgenç, 8 Mart dolayısıyla bir açıklama yapma gereği hissetti.
Başkan, nedense daha çok erkek arkadaşlar arasında yapılan "belden aşağı geyik muhabbetini" parlak fikir gibi ortalığa söyleyiverdi.
Kadınlara söyleyecek bir çift sözü vardı Başkan’ın ve o sözleri içinde tutamadı.
Başkan, “kadın erkek eşitliği” konusuna o kadar içerliyordu ki, “Bazı kadınlar bu gayretlerle kartala özenen papağan durumuna düşmüşlerdir” dedi ve yorumunu bir de “fiş priz” benzetmesiyle süsledi:
“Eşitlik safsatasını savunanların realitede, bunun böyle olmadığını kendileri de bilmekteler. Lakin bu gerçeği inkâr etmenin amacının ne olduğunu anlamış değiliz.
'Kadın erkeğe eşit değildir', denilince niçin bundan erkeğin değil de kadının küçük görüldüğü anlamı çıkarılıyor.
İki şeyin birbirine eşit olmadığını söylemek, birinin diğerinden üstün olduğu anlamına gelmez.
Fiş prize eşit değildir. Ama hangisi daha üstündür? Bir hüküm verilebilir mi? Ya da ikisinin görevi de aynı mıdır?”
Başkan’daki bu elektriklenme hali, belli ki dönemin evlilik programlarının moda deyişiyle kadınlardan fazla elektrik alamıyordu.
Tabii medya hemen KOBİDER Başkanı’nın geçmişini ışık hızıyla tarayıp yakın geçmişteki bir vukuatını bularak ortaya döküverdi.
Meğer, KOBİDER Başkanı bir ay once TBMM’ye sunulan ve kamuoyunda “Hadım Yasası” olarak nitelendirilen düzenlemeyle ilgili yorum yaparak baltayı taşa vuran Selçuk Üniversitesi İlahiyat Bölüm Başkanı Prof. Orhan Çeker’e de destek vermiş.
Hatırlarsınız, Orhan Çeker, “Sorunun odağında kadın var. Dekolte giyersen bu tür çirkinliklerle karşılaşman süpriz olmaz” yorumunda bulunan ünlü ilahiyat profesörüydü.
KOBİDER’in internet sitesinde 17 Şubat tarihli açıklamada ise Başkan Özgenç, yine o muhteşem benzetmelerinden birini yapmıştı:
“İnsanlar değerli eşyalarını saklar. Hiç açıkta bırakılan mücevherat görülmüş müdür?
Açıkta bırakıldığında ne olur? Hırsıza davetiye çıkarılmış olur. Dolayısıyla nefsi icabı tahrik olabilir; beşerdir, şaşabilir.”
SONUÇ
Beşerdir şaşar. Ama insanı asıl şaşırtan beşerin şaşması değil, şaştığının farkında olmadan bunu açıklaması ki, Türkiye Kadın Girişimcileri Derneği Başkanı Dilek Bil, “Bu açıklamanın üstünde çok durulmaması gerekir” deyip, Başkan’ın “seçim manevrası içinde olduğunun” altını çizdi.
Bizim dikkatimizi ise 14 yaşında bir kız çocuğuna tacizden yargılanıp 13 yıl hüküm giyen ve kararı Yargıtay’ca ne hikmetse bozulup, tekrar yargılanırken serbest bırakılan Hüseyin Üzmez çekti.
Hüseyin Üzmez’in “kaçmasına olanak yoktur” denilerek bırakılmasının 8 Mart’a denk gelmesi ise “Var bu işte bir fiş” dedirtti.