- HES karşıtı Tarkan’dan “HES için şarkı” istenecek. Tarkan’ın cevabı sizce ne olur?
- Sanatçıyı bin düşün, bir protesto et. Aynur Doğan protestosunun hatırlattıkları
RAPORU HAZIRLAYANLAR:
Azime Acar & Ender Bölükbaşı
Toplumsal olarak sanatçıya niye ihtiyaç duyarız?
Çünkü, sanatçılar sanatlarını icra etmenin yanı sıra kanaat önderidirler. Onların tercihlerini, duruşlarını, fikirlerini merak ederiz.
Çünkü sevdiğimiz sanatçının bir olay karşısındaki duruşu bizi de bağlar, empati kurarız.
O yüzden, bir çok politikacı ve devlet adamı sanatçıları yanına almaya çalışır, buna özen gösterir, onları herkesin önünde fırçalayıp, ağzının payını vermeye kalkmaz, “Sen de kim oluyorsun?” demeye getirmez.
Bu son bir kaç cümle ile birlikte konunun dönüp dolaşıp Tarkan’a geldiğini anlamışsınızdır. Olayın anti kahramanı ise Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu.
Hatırlayacaksınız, geçtiğimiz aylarda Tarkan’ın İzmir Bergama’daki Allianoi antik kentinin sulama amaçlı Yortanlı Barajı nedeniyle sular altında kalmasına tepki göstermiş ve tarihi kentin kurtarılması çağrısında bulunmuştu.
Tarkan’ın bu “duruşu” Veysel Eroğlu’nu öylesine rahatsız etmişti ki medyanın önünde “Tarkan kendi işine baksın, biz çıkıp şarkı söylüyor muyuz?” diye açıklama yapmış ve Tarkan’a resmen fırça çekmişti.
Eroğlu, “Sanatçılarımızın toplumsal olaylara duyarsız kalmamaları çok yerinde bir husustur. Fakat vatandaşlarımızı ilgilendiren konularda sanatçılarımız sağlıklı bilgi edindikten sonra tepkilerini ortaya koyarlarsa doğru olur. Sayın Tarkan Tevetoğlu’nun bakanlığımızdan yürütülen çalışmalarla ilgili herhangi bir bilgi talebi olmamıştır” deyivermişti.
Gün oldu devran döndü, güneş bir battı bir çıktı, bir battı bir çıktı, aradan bir kaç ay geçti. Masal misali Eroğlu döndü dolaştı Tarkan’ın desteğine ihtiyaç duyduğunu açıkladı.
Önemli bir kampanyada “Tarkan’ı ikna etmenin milyonlarca kişiyi ikna etmek olduğunun” ayırdına vardı, zamanında söylediği sözlerin ne denli bir gaflet olduğunu da herhalde anladı.
Çünkü Solaklı Vadisi’nde yapılacak 35 hidroelektrik santraline karşı çevrecilerin yürüttüğü kampanya o denli etkiliydi ki, Bakan “Bizim de yanlışımız oldu” diyerek, hatalarını kabul etti.
Hürriyet Gazetesi’ne Pazar günü verdiği demeçte Eroğlu şöyle dedi:
“Biz şimdi bunların doğrusunu göstermek için ‘HES’leri Anlatma Kampanyası’ düzenliyoruz. Sanatçılardan destek almak istiyoruz. Sanatçı Tarkan’a geçmişte bazı şeyler söyledik, ama onu da destek vermeye çağırıyoruz.”
Eroğlu, geçmişteki fırçasına ilişkin özür dilemek yerine resmen “Tarkan’ın görevleri arasında bize destek olmak da var” demeye getiriyor. Sanatçıyı bürokrat veya devletin görevlisi bir memur olarak görüp “Biz çağırırsak gelir, desteğini de verir” babından cümleler kuruyor.
Bu da yetmiyor, Tarkan gibi HES’lere kişisel olarak karşı birinden destekleyen şarkı isteyeceğini de bizlere müjdeliyor.
“HES’ler kurulduktan sonra ve önceki hallerini görüntüleyeceğiz. Doğal güzellikler ve çevre açısından daha iyi olduğunu göstereceğiz. Eski hali neydi, çalışma bitince hali ne göstereceğiz. Burada yürüyüş, oturma alanları yapacağız. Vatandaşa farkı göstereceğiz.
Hatta, Tarkan’dan Solaklı Vadisi için bir şarkı yapmasını ve kampanyamıza katılmasını da isteriz.”
SONUÇ
Sanatçının vicdanına zor zamanlarda nasıl ihtiyaç duyacağımızın ikinci bir örneğini ise Aynur Doğan ile yaşadık.
13 askerimizin şehit olduğu günün gecesinde, İstanbul Caz Festivali çerçevesinde düzenlenen “Suyun Kadınları” konserinde farklı dillerden şarkılar ve türküler seslendirmek için davet edilen sanatçılardan birisi olan Aynur Doğan’a bir grup “sadece Kürtçe şarkı söylediği için” sesli protestoda bulundu.
Oysa gelenlerin çok iyi bilmesi gerekiyordu ki Aynur Doğan hiç Türkçe türkü söylememiş, şanını da şöhretini de Kürtçe şarkı söylemekle yapmıştı.
Protestocu gruptaki bazı kişilerin sahnedeki Aynur Doğan’a “yastık fırlatmaları” akıllara yıllar önce yine benzer bir siyasi atmosferde Ahmet Kaya’ya “çatal bıçak fırlatılması”nı düşürdü.
Şehitler nedeniyle duyulan öfkenin yarattığı bu kafa bulanıklığı yatışıp, üzerinden bir zaman geçtikten sonra yine Tarkan’da olduğu gibi, Aynur’un sesine ve vicdanına da ihtiyaç duyacağız.