Büyük istifa…
Önceliklerin yeniden belirlenmesi...
Amerika’da AntiWork (iş karşıtlığı)…
Çin’de Tangping (yan gel yat)…
Büyük grev…
Daha neler de neler duyuyoruz.
Peki duyduklarımız, bize ne anlatıyor?
Azime ACAR
Bir yanda, TUİK’e göre bile yüzde 50’yi bulan enflasyona karşın, işverenlerden gelen yüzde 8, en iyisinden yüzde 25 zam teklifi…
Diğer yanda, örgütlenemez diye düşünülenlerin örgütlülüğü ile Trendyol, Alpin Çorap gibi işletmelerde yüzde 70 zam kazanımı haberlerinin yarattığı coşku…
Dört bir yandan gelen irili ufaklı işçi hareketleri haberleri…
”Dertleri ortak olanların kazanımları da ortak olur” diyerek, sadece Türkiye’de değil, dünyada da dipten gelen bir hak arama dalgası…
“ÖYLE” DEĞİL “BÖYLE”
Komedyen Cem Yılmaz dahi “Reklam yüzü olduğun firmanın neler yaptığını gör” çağrılarına sessiz kalamıyor. Hepsiburada esnaf kuryelerine “Benim yerim çalışanın yanıdır” diyerek destek beyanı veriyor.
Şirketler, “yanlış algı yaratılmak isteniyor” iddialarını destekleyecek hesaplamalarla kurumsal açıklamalar yapıyor. Bu açıklamalara dakikalar içinde düzeltmeler yapılıyor, “öyle değil böyle” deniyor.
Yöneticilerin, ayaküstü görüşmelerde veya telefon konuşmalarında işçilere verdikleri ayarların kaydı sosyal medyaya hızla düşüyor.
1970’lerdekine benzer bu hareketliliği desteklemek isteyenler, 1976 yapımı “İki Kızgın Adam” filmindeki bir repliğini sosyal medyada bolca paylaşıyor. Grev kırmak için mafyadan adam kiralayan patrona rest çeken Kadir İnanır’ın repliği şöyle;
“Bedava mı ekmek verdin? Karşılığında alın teri aldın, sen değil onlar sana ekmek verdiler.”
BÜYÜK İSTİFA
Amerika’da bile sendikal hareketlere duyulan inanç, son 42 yılın en yüksek seviyesine çıkıyor.
İşgücünün yaklaşık yüzde 3’lük kısmının işi bırakmasını “Büyük İstifa” diye adlandıran Teksas Üniversitesi İşletme Bölümü’nden Prof. Anthony Klotz’a göre, istifa akımı 2022 yılında da sürecek.
Bu durumu, tamamen işi bırakmak değil de “yeniden yer değiştirme” olarak tanımlayanlar da var. “Daha iyi koşullar” için sürekli bir hareket hali söz konusu. Daha iyi maaş, daha iyi bir iş-yaşam dengesi kurabilmek ve daha değerli hissedeceği, anlamlı bir işe geçme arzusunda.
Misal, pandemi döneminde evden günlük 2.5 saat fazla çalışsa bile “Hadi işe dön” diyen işverene karşı “Evden de çalışabilirsin” diyeni tercih edebiliyor. Birikimi olan ise kendi işini kurma arayışına girişiyor.
Türkiye’de Kaspersky’ın yaptığı bir araştırmada 100 çalışandan 23’ünün bir yıl içinde yeni bir işe geçmeyi düşündüğünü gösteriyor.
On kişiden en az dokuzu “hayatın sevilmeyen bir işi yapmak için çok kısa olduğunu” hissetmeye başladığını söylüyor.
İnsan üstü bir tempoda görev yapan yorulan, tükenmişlik yaşayan sağlık çalışanlarının istifa edip, meslekten bile ayrılmayı göze alanlar var.
Bir de pandemideki kapanmalarla birlikte garson, komi gibi servis sektöründe olanların kuryeliğe geçiş yapma gerçeği söz konusu. İşte tam da bu noktada soralım.
ANTIWORK’TE BİR SANAL DAYANIŞMA
Bitmeyen mesailer, tatilde bile e-posta ve akıllı telefonlarla devam eden işlere karşı “sadece zenginler değil, herkes için tembellik” sloganıyla iş yaşamındaki kötü deneyimlerin paylaşıldığı AntiWork platformu.
Reddit isimli sosyal paylaşım ağında yer alan Antiwork’te (İş karşıtlığı) kim ararsan var…
Komünistlerden sosyalistlere, liberallerden işinden nefret edenlere… Üye sayısı pandemi öncesi yaklaşık 100 bin iken, şu anda 1.5 milyon kişiye ulaşmış durumda.
Çin’de de bir benzeri geçen yıl Tangping (Yan Gel Yat) adıyla başlamış, hızla yayılınca yıl bitmeden yasaklanmıştı.
“9-9-6”, yani “haftada altı gün, sabah dokuz akşam dokuz” olarak özetlenen ve Alibaba’nın kurucusu Jack Ma’nın da sık sık övdüğü bu çalışma modeline karşı çıkan, aşırı mesai yapmayı eleştiren bir hareketti.
AntiWork’ten bir sanal dayanışma örneği aktaralım. Belli ki yakın gelecekte şirketlerin yeni korkulu rüyası olmaya aday bir durum söz konusu.
Hikayesinin başrolünde bir büyük şirket Kellogg’s var.
Bu tahıl şirketi, binden fazla sendikalı işçiden kurtulup, yerine grev kıracak yeni işçiler almak için internet üzerinden işe alım duyurusu yapar.
Olayın kahramanı 21 yaşındaki üniversite öğrencisi Sean Wiggs, AntiWork kullanıcısıdır ve kendi kendini yetiştirmiş bir kodlayıcıdır. Sendikal faaliyetlerle ilgisi olmamasına karşın, AntiWork’teki işçilerin öfkelerini, homurdanmalarını görünce destek olmaya karar verir.
“Sahte iş başvuruları” ile ilgili bir yazılım geliştirir, AntiWork platformunda duyurur ve beklediği destek gelir. Şirket, bu yoğun sahte başvuruları karşısında gerçek yeni iş başvurularını alamaz hale gelir.
Sonuca kendisi de şaşıran Wiggs, “İşçi hakları için yürüyemeseniz bile yardım etmenin yolları var” diyerek durumu özetler.
ŞEFKATLİ LİDERLİK ZAMANI
Sonuç olarak, internet çağında kitlesel örgütlenmenin sınırsız gücünden 20 milyar dolarlık şirket bile kaçınamıyorsa…
TikTok’ta işinden istifa edenlerin paylaştığı videolar 250 milyonu aşkın insan tarafından coşkuyla izleniyorsa…
Bu “hacktivist” çabalar, sosyal davaları destekleyerek, “insanların öfke ve küskünlük duygularını heyecan ve umuda yönlendirmek için” bir alan veriyorsa…
Şirket yönetimlerini epeyce rahatsız etme potansiyeline sahipse…
Özgür Mumcu ve Eray Özer, Spotify’daki “Yeni Haller” podcastinde şirket yönetimlerini bu yeni duruma hazır olma konusunda uyarıyor.
Yeni duruma ise “samimi, mış gibi yapmayan, elini taşın altına koyan kurumlar ve liderlerle” hazır olmak mümkün.
Deneyimli iletişimci Murat Göllü’nün Linkedin’de not düştüğü gibi, “Gerisi hikaye. Ve bence iletişim işin kalbi.”