Sitemizde Ara


  • Ayşe Kulin’in muradı kitap tanıtmaktı… Ama, öyle bir şey anlatıverdi ki…
  • Hülya Avşar’ın ABS sisteminden (Aman Bilerek Saçmalayalım) son örnek…
  •  Ve, Seyfi Dursunoğlu kaygan zeminde direksiyon hakimiyetini nasıl koruyabildi?...

    * * *
    RAPORU HAZIRLAYANLAR:
    Azime Acar & Ender Bölükbaşı
Kazayı yapan, falanca ünlü veya önemli kişidir… 

Günlerden bir gün, medyaya söyleyecek birkaç sözü olduğuna karar verir… 
Aslında medyaya değildir, medya üzerinden birilerine duyurmak istediği bir hikayesi vardır… Ama şimdi mevzuumuz bu değil…
Gazeteciye konuşmak istediğine ilişkin haber uçurulur...

Gazeteci “haber” kokusunu almıştır bir kere… Bağlasan durmaz…
Falanca ünlü veya önemli kişi, kafasında söyleyeceklerini kurmuştur… 

Gazetecinin kafasında ise başka tilkiler, kuyruklarını birbirine değdirmeden dolaşıyordur… 
Peki, falanca önemli kişinin bundan haberi var mıdır? 
Olabilir mi? Hayır!… 

Yani bir medya kazası için elverişli şartlar yavaş yavaş oluşmak üzeredir….
Kaza yeri… Evotelcafeofis veya sokaktır…
Görüşme yeri ayarlanır...
Taraflar, birbirleriyle buluştukları için gayet memnundurlar… 
Henüz yaşanacakları bilmemenin verdiği rehavet ve rahatlık vardır…
Özellikle, falanca ünlü veya önemli kişi için…

Tamam, abartmayalım bu bir kurban-katil karşılaşması değil. Daha doğrusu kurban kim? Henüz belli değil… 
Becerikli olan bu işten karlı çıkacak… 
Becerikli olan kim mi? Çok muhtemel ki gazeteci…

Sorular sorulmaya başlanır… 
Kafadaki hazır cevaplar arka arkaya sıralanır… 
Güzel bir yemek eşliğinde, rahat konuşmanın sağladığı güvenle sürer gider bu sohbet…
Tatlı bölümüne geçmenin rehavetiyle hiç planlanmadık birbirinden kopuk cümleler sarf edilir…

MEDYAFOBİ / KAZA YERİ İNCELEME ekibinin
bu haftaki tespitleri aşağıda bilgilerinize sunulmuştur
…


MURADI KİTABINI TANITMAKTI...

ÖRNEK OLAY 1
OLAY YERİ: Ayşe Kulin’in evi
OLAY:
Röportajın amacı, Ayşe Kulin’in “Bir varmış bir yokmuş” adlı kitabının tanıtımı…
Ancak, gazeteci Selin Ongun, daha ilk anda “şaşırtıcı hamle”sini yapmış durumda… “Siz uslu bir kadın mısınız” diyor Ayşe Kulin’e… Hafif bir şaşkınlıkla “Ne gibi, nasıl bir usluluk”yanıtıyla savuşturuyor…

Röportajın ilerleyen kısmında bu kez kaygan zemin sorusu aşırı süratle Ayşe Kulin’in üzerine geliyor…. 
“Kıskanç olmama durumunuz erkeklerle ilişkinizi nasıl etkiledi?”… 
“Kıskançlığa o kadar yabancıyım ki mesela burnumun önünde en yakın arkadaşım kocamı götürmüş, farkında bile değilim” diyor…

Gazeteci artık rahat… Alacağı malzemeyi ve başlığı çoktan almış durumda…
Kitapla ilgili Ayşe Kulin’in söylediği ve “Plaj ahalisinin eline kitap verebildiysem ne mutlu bana” başlığı, “gözlerinin önünde götürülen koca” mesajının çooookkkkk gerisinde kalıyor…

SONUÇ:
Ayşe Kulin’in sizce bu röportajdan muradı, yeni
kitabı ve edebiyat üzerine konuşmak mıydı? 

Yoksa, kocasının, kendisini gözünün önünde 
farkına varmadan aldattığını duyurmak mıydı?..
Tabii ki hayır…


(ABS) AMAN BİLEREK SAÇMALAYALIM...

ÖRNEK OLAY 2
OLAY YERİ: Tarabya Kıyı Restoran çıkışı…
OLAY:
Hülya Avşar’a “Feraye Tanyolaç hamile, ne diyorsunuz” sorusu yöneltiliyor… 
Ancak, bu soru karşısında, Avşar, ABS fren sistemine fazlaca yükleniyor… 
Bu ABS teknik değil, medyatik… Yani, (ABS) Aman Bilerek Saçmalayayım… 
“Yolda sorduğunuz soruya bakın, geri zekalılar. Sana çakmadığıma şükret.”… 
Evet, bunlar medyanın gündeminde kalmak adına bilerek ve isteyerek söylenmiş… Bir çeşit medya ilişkileri yönetimi… 

SONUÇ:
Maksat hasıl olduğuna göre,
söyleyecek fazla bir şey yok… 

Hülya-Kaya ilişkisi 
reyting yapmaya devam ediyor….


HAFTANIN EN USTA SÜRÜCÜSÜ...

ÖRNEK OLAY 3
OLAY YERİ: Seyfi Dursunoğlu’nun evi…
OLAY:
Tüller, şallar ve ipeklerin uçuştuğu bir ortam… 
Seyfi Dursunoğlu, Aktüel’den Şebnem İyinam ile sohbette… 
Gazeteci iyi hazırlanmış… Ama, Seyfi Dursunoğlu da uzun yıllar ince buz üstünde dans etme yeteneğine sahip iyi bir entelektüel… 

Nitekim, özel hayatıyla ilgili konuşmayı kabul ettiğinde, kendisine yöneltilecek “eşcinsel”imalı sorularla karşısına çıkan keskin virajları ustalıkla alıyor… 

Gazetecin bir aracı olduğunu aklından çıkarmıyor… Ve, “Saygınlığım için aseksüelim!”cevabını yapıştırıyor ve gazeteciye kendi elleriyle manşeti veriyor…

SONUÇ:
Seyfi Dursunoğlu, kendisine bu sorunun 
geleceğini gayet iyi biliyordu… 

Kaygan zeminde fren yapmak yerine 
vites küçültüp, direksiyon hakimiyeti 
ile bu virajı ustalıkla aldı… 
Bir kazaya yol açmadan…


Kısa kısa… 
MEDYA KAZALARI
...


Hürriyet 1. sayfa / 24 Mart 2006 Cuma:
AKP İstanbul İl Başkanı Mehmet Müezzinoğlu, heyelandan dolayı villasını boşaltması gerekiyor… 
Tahliye emri var… Ve, özel bir hastanenin de sahibi olduğu biliniyor… 
Ama o gazeteciye “Villa alacak param yok, çıkamam” diyor… 
Ve, birinci sayfaya boy gösteriyor… 
İsteyerek mi dersiniz?...

Milliyet 13. sayfa / 24 Mart 2006 Cuma:
TBMM Başkanı Bülent Arınç, “Her toplantının açılışında İstiklal Marşı okunur mu?” diyerek, sivil toplantılarda İstiklal Marşı okunmasını manasız bulduğunu söylüyor… 
Zamanlama doğru mu dersiniz?... 

Radikal Cumartesi Eki:
Gülben Ergen’e “Siz aslında fevkalade stratejik bir insansınız” yorumu yapılıyor… 
Yani, aslında her şeyi hesaplı kitaplı imasına vermemesi gereken bir cevap “Teşekkür ederim”… 
Ama vermiş bile…

* * *
Unutmayın… medya kazası can almaz… itibar alır