Başlıktaki sözler bize ait değil… 
"Her sözcük bir fırtınadır…" diyor ünlü şair İlhan Berk…
Sözcükler ve yarattığı fırtınalarla ilgili bu haftaki medya kaza raporuna hoş geldiniz…

  • 500 yıllık sözlerin yarattığı fırtına…
  • Tayyip Erdoğan, konuşmadan konuşuyor…
  •  Bakan Koç'tan "aşkın" yeni tarifi…

    ... Ve
  • Sözcüklerin iki efendisinden, sözcüklerle fırtına yaratanlara dersler…

    RAPORU HAZIRLAYANLAR:
    Azime Acar & Ender Bölükbaşı

    * * *

    Yüzyıllar öncesindeki sözcükleri alıntılarla bugüne taşıyan Papa 16. Benedict, sözcüklerin ne denli güçlü bir fırtına yaratacağının en çarpıcı örneğini verdi… 

    15. YY'da Bizans İmparatoru II. Paleologos"Akılla İslam arasında bir bağlantı yok" türündeki sözlerinin yüzyıllar sonra bu derece büyük bir çalkantıya yol açacağını bilse herhalde çok şaşırırdı… 

    Papa"Ben alıntı yaptım, özür dilemem" demeye getiriyor ama Amerika'nınIrak'taki işgalinin sürdüğü, İsrail'in Lübnan'ı yerle bir ettiği bugünlerde hakikaten bir din adamının zihninin en ücra köşelerinden bile geçmemesi gereken bu sözleri söylemesi bizce medya kazasının dik alası…

    SONUÇ:
    Papa 16. Benedict, maalesef Vatikan'daki bir dini lider gibi değil de "Bush'un Papası"gibi davranmayı yeğliyor…

    Bush da zaman zaman onu direkt hattından arayıp "Size Papa diyebilir miyim, sevgili Benedict" diyor… Mudur acaba?…


    SİYASET METEROLOJİSİNDE 
    BİR METAFOR


    ÖRNEK OLAY 1
    OLAY YERİ: AKP İl Başkanları toplantısı
    OLAY:
    Ankara'daki siyasi hava bugünlerde ne mutedil dalgalı ne de tam açık… 

    Cumhurbaşkanlığı tartışmalarına doğrudan katılmamayı kendine şiar edinen BaşbakanErdoğan, bugünlerde sarf edeceği her sözcüğün fırtınayla birlikte depreme ve volkanik patlamalara yol açacağını bildiğinden sürekli metaforlarla konuşmaya başladı…

    Cumhurbaşkanlığına adaylığını koyup koymayacağına ilişkin yaptığı açıklamalarda Erdoğan,"Dikkat faul yapabilirler. Gole gidiyoruz" gibi futbol terimleriyle, "söylemeden söylemeye" çalışıyor…

    Zira, "Ben adayım, göğsümü gere gere Cumhurbaşkanı seçileceğim" dese neyle karşılaşacağını bilmiyor…

    SONUÇ:
    Ankara'nın bir keçisi, bir de armudu meşhurdur… 
    Buna şimdi bir de siyasi metaforlar eklendi…


    KOÇ'TAN BİR "LOVE STORY"…

    ÖRNEK OLAY 2
    OLAY YERİ: Bir fuar açılışı…
    OLAY:
    Tabii ki, medya kazalarının tartışmasız baş aktörü, kırılmaz rekorlar sahibi Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç'tan söz ediyoruz.

    Geçtiğimiz haftalarda, Ilısu Barajı^nın suları altında kalacak olan Hasankeyf için"Birkaç taş var" diyen Koç, meğer bir kaplıca ve termal turizm aşığı (!) imiş… 

    Bir fuar açılışına katılan Bakan Koç"Türkiye'de 1350 termal kaynak var, bu rakamla dünya yedincisiyiz. Üzülerek söylüyorum, termal kaynakların turizme etkisi yüzde birlerin altında" diye konuşurken, ansızın direksiyonu kırarak, bir araya geldiğinde hepimizin ağzını açık bırakacak şu sözleri sarf etti; 

    "Termal turizm, aşkım, sevgilim. Bu fuar aşkımızın tercümanı oldu." 

    SONUÇ:
    Keşke Bakan Koç, sıcak sulara duyduğu aşkın birazını Hasankeyf'teki o birkaç parça taş için de duyabilseydi…


    ŞAİRLER GEÇİDİ…

    ÖRNEK OLAY 3
    OLAY YERİ: Kadıköy Fazıl Hüsnü Dağlarca sokağı... Ve NTV-MSNBC sitesi
    OLAY:
    92 yaşındaki Fazıl Hüsnü Dağlarca, en yaşlı Türk şairi unvanından vazgeçmekniyetinde değil. Vatan Kitap Eki'nden Selin Ongun'a konuşan Fazıl Hüsnü Dağlarca, 92 yaşında, sözcüklerin kaza yapmadan nasıl kullanılabileceğini öğretiyor. 

    Selin Ongun soruyor; "Yaşınızın değerini biliyor musunuz?" 
    Dağlarca cevaplıyor; "Yaşımın değerini değil, yaşın değerini biliyorum. Yaşımın değerini dersem, kendimi övmüş olurum."

    Selin Ongun tekrar soruyor; "Kendinizi övseniz ne çıkar?"
    Dağlarca cevabı oturtuyor; "Öyle şey olmaz, bu küçüklük olur."

    Dağlarca'nın bu sözleri, sözcüklerle fırtına yaratanların kulağına küpe olası nitelikte…

    Bir başka şairdeyiz. Bu kez İlhan Berk… 

    Kendini sayılardan 3'e, harflerden F'ye benzeten şair İlhan Berk ile NTV-MSNBC'denYasemin Arpa konuşmuş.
    88 yaşındaki şair, 24 yaşındaki sevgilisiyle aşka duruyor şu sıralar… 
    Tıpkı, Fazıl Hüsnü Dağlarca gibi, alçak gönüllü, hınzır bir delikanlı… 

    Yasemin Arpa, söylüyor; "Çok etkilendiğim, nesnenin özne yerine geçtiği dizeleriniz var. 'Gece burada uzuyor, güneş uzanırdı' bunlardan biri"…

    İlhan Berk, şaşkınlıkla "Benim laflarım mı bunlar?" diyor. 
    Yasemin Arpa devam ediyor, "Bir uyku balkona yaslanıyor…"
    İlhan Berk, hala şaşkın; "Müthiş…"

    "Evet, masalsı ve sözcüklerinizin uzun gölgeleri olduğunu düşünüyorum" diyorYasemin Arpa… 

    "Çok güzel, boş kağıt var mı? Yazsana oraya bu söylediklerini" diyor İlhan Berk… 
    Yazıyor Yasemin Arpa…
    İlhan Berk"Verir misin onu bana, sözcükler üzerine yazıyorum da, bunu orada kullanabilirim" diyor…

    Sözcüklerin iki efendisinin naif ifadeleri bunlar…

    İlhan Berk, sözcüklerin gücünü en iyi bilenlerden birisi… 
    Boşuna demiyor, "Sözcükleri kaldırın, dünya durur" diye…

    * * *

    Unutmayın… medya kazası can almaz… itibar alır