• Ölümün “güzel”i olur mu? Olsa da böyle “tespit” olur mu?
  • Madenciler, kaç kez öldüler?
  • Bir söz, bir kez daha "öldürür” mü?
     

 RAPORU HAZIRLAYANLAR:
Azime Acar & Ender Bölükbaşı



Eskilerin deyişiyle “teşbih”de hata olmaz... Ama bir şeyi “tespit” ederken, yani değerlendirip, akıl yürütürken sıkça ve çokça hata yapılır.

Hele ölüm gibi insanın “tek başına" yaşayacağı bir olgudan söz ediyorsak, “tespit” yaparken, ağzımızdan sözler “tespih” çeker gibi tane tane çıkmalı.

Hatırlarsınız, 17 Ağustos depreminden sonra Prof. Dr. Celal Şengör, “Şahane bir deprem oldu, mükemmel bir doğa olayı yaşadık” türünden açıklamalar yapmış, 17 bin kişinin öldüğü bir depremi bu şekilde yorumlaması, herkesin tepkisine yol açmıştı.

Celal Şengör hoca, bir bilim adamı heyecanı ile konuşmuştu.
Siyaseten bir sorumluluğu yoktu, nitekim unutulup gitti.

Ama Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer’in geçen hafta Zonguldak’taki grizu faciasında ölen işçiler için yaptığı “tespit”, siyasetin galerilerinde medya grizu facialarına yol açtı.

Zonguldak’ta yayın yapan 67 TV’de grizu patlamasını değerlendirirken, Bakan Ömer Dinçer şöyle bir ifade kullandı:

“Güzel öldüler. O konuda ben acı çekmediklerini ve fiziki olarak güzel öldüklerini buradan rahatlıkla söyleyebilirim.”

Bakan belli ki neye “kefil” olduğunun farkında değil, hani “ağzından çıkanı kulağı mı duymuyor” derler ya o durumda.

“Acı çekmediklerini ve fiziki olarak güzel öldüklerini” nereden ve nasıl bildiği, dahası “Bunu rahatlıkla söyleyebilirim” diyerek garip bir rahatlık sergilemesi de herkesin ağzını açık bıraktı.

Nitekim, Dinçer’e gelen sert tepki ve eleştiriler üzerine programın sunucusu Harun Ersoy, bakanı savunmaya geçti ve “bakanın açıklamalarında ne demek istediğinin” mealini söyledi, kendince:

“Evet, sayın Bakan ‘güzel öldüler’ dedi. Ancak bunu ‘anında öldüler’ , ‘acı çekmeden öldüler’ anlamında söyledi. Bunun açıklamasını da canlı yayında yaptı.”


SONUÇ

İşçilerin ne bakanın ne de programın sunucusunun savunduğu gibi “kolay” bir ölüm yaşamadıkları altı işçinin cenazelerinin karışması ile de anlaşıldı.

Ölen 30 işçinin ikisinin cesedi hala bulunabilmiş değil.

Grizu faciası sonrasında çıkan yangında içerdeki sıcaklığın 1.500 dereceye kadar ulaştığı söyleniyor, büyük ihtimalle işçilerden geriye kalanlar eriyip gitti.

Nitekim, altı işçinin cenazelerinin karışmasının en önemli sebebi de “tanınmayacak” derecede yanmış ve parçalanmış olmaları.

Ancak, Adli Tıp Kurumu’ndan gelen örnekler üzerine, cenazelerin karıştığı ortaya çıktı ve mezarlar açılarak, “doğru” cenazeler, ailelerine teslim edildi.

Ailelere ölüm acısı bir kez daha yaşatıldı.

Hasan Hüseyin’in “Haziran’da Ölmek Zor” adlı ünlü şiirinin bize hatırlattığı gibi, Haziran’da da, Mayıs’ta da, her zaman ölmek zor...

Ölümün “güzeli” yok.