• “Kraldan çok kralcı olmak” dönemi bitti, artık herkes “kral olmak” istiyor
  • Bir bürokratın “koltuk sevdası” öyle bir noktaya vardı ki kralı gelse kaldıramaz
  • Müjde, Kars yeni bir heykele kavuşuyor, hem de çift kaşarlısından




RAPORU HAZIRLAYANLAR:
Azime Acar & Ender Bölükbaşı

Bürokratların “kraldan çok kralcı olma” dönemi bitti.

Sevinçli bir haber verdiğimizi sandınız ama öyle değil.

Bürokratların hidayete erip, iktidarın goygoyculuğunu yaptığı dönemin kapandığını düşünüyorsanız, çok beklersiniz.

Çünkü, yeni dönem bürokratlar artık kraldan çok kralcı değil, “kral olmak” istiyorlar. Nasıl mı?

İşte bu dip duygusunun yüzeye vuran işaretlerini Topkapı Sarayı Müze Müdürü Yusuf Benli verdi, bu hafta.



Yusuf Benli, daha önce Topkapı Sarayı’nın Genel Yönetmeni olarak görev yapan Prof. Dr. İlber Ortaylı’yla ilgili olarak “Buranın Müze Müdürü benim. O sadece protokol işlerine bakıyor. Burası benden sorulur” türünde açıklamalarla medyaya konu olmuştu.

Ancak Benli’nin “şişik egosu” öylesine enginlere sığmayıp taştı ki, işi Sultan 3. Selim’in Topkapı Sarayı’nda sergilenen tahtını kendi lojmanına taşıttırmaya kadar vardırdı.

Topkapı Müze Müdürü Yusuf Benli’nin “saraydan koltuk kaçırma” operasyonu, günümüzün baş belası cep telefonu kameralarına yakalandı.

Radikal Gazetesi’nin yayınladığı fotoğraflarda 3. Selim’in tahtının yağmur altında görevlilerce taşımaya çalışıldığı görülüyor.

Dahası, taht lojmanın kapısına götürüldüğünde fark ediliyor ki lojmanın kapısı taht için çok küçük.
 
Radikal’in haberine göre görevliler Yusuf Benli’yi arıyor, Benli de herhalde “Bu tahta oturacağım” dürtüsüyle bir kaç saniye içinde “kapıyı yıkın” fetvasını veriyor.

Laz fıkralarına konu olabilecek bu “taht taşıma” serüveni, görevlilerden birinin ‘iç kapılardan birinin de dar olduğunu’ fark edip, tahtı hiçbir suretle lojmana sokamayacakları uyarısıyla sona eriyor.

Yusuf Benli’nin ayaklarını şöyle bir uzatıp, “3. Selim’in tahtına uzanıp, televizyon izleme” sevdası da modern zamanların kapı ölçüsüne takılıp kalıyor.

Belli ki Yusuf Benli lojmanında oturup, “Bu saltanat da nasıl keyif sürüyormuş” pratiğini yapmak istemiş.

Ama o savunmasını yaparken, 14. Louis masasında kahvaltı ettiği, hatta mermer zemin üzerinde lekeler oluştuğu ve çıkmadığı gibi eski vukuatları da ortaya dökülüverdi.

Yusuf Benli savunmasında, “Hayır, doğru değil. Ben kahvaltımı odamda yaparım” dedi.

Yusuf Benli ile önümüzdeki yıllarda “senli benli” olması mümkün görünmeyen ünlü tarihçi İlber Ortaylı Hoca da müze müdürüyle ilgili çarpıcı bir yorumda bulundu; “Arkadaş Harem ile lojmanı karıştırdı sanırım...”

Bu arada medyaya yansıyan haberlere göre, Michael Jackson, Türkiye ziyaretinde bu tahta oturmak istemiş, dünyaca ünlü sanatçıya izin verilmemiş, o da tahtı klibinde kullanmaktan vazgeçmiş.


SONUÇ

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay iddialarla ilgili olarak “Tahkikat yapılıyor” diyerek şunları söyledi:

“Arkadaşımızın savunması ‘Depoda sıkışıklık vardı. Lojman olarak ayrılmış mekanda da boş odalar vardı, oraya koyalım ve sıkışıklığı rahatlatalım’ şeklinde ama hangisi gerçektir, resmi tahkikat başlattık. Böyle bir şey yapmış olabileceğine ihtimal vermiyorum.”

İhtimal o ki Yusuf Benli’nin şahsi savunması da bu yönde olacak.

Ancak bürokratların kraldan çok kralcılığının en kaşar örneğini Kars Belediyesi verdi.

Geçtiğimiz aylarda Başbakan’ın gözüne takılıp, “ucube” sıfatı verilip, yıktırılan İnsanlık Anıtı’nın yerine Kars Belediyesi “kaşar” ve “bal” heykeli yapılmasına karar verdi.

Polyesterden yapılacak yeni heykelin “Kars’ın değerlerini, zenginliklerini yansıtmasını” amaçlandığı söyleniyor.

Bu parlak fikrin ardından, sosyal paylaşım sitesi Twitter üzerinden yapılan yorumlarda herkes yaratıcılığını döktürdü:

“Madem öyle ben de bamya heykeli istiyorum, hakkımdır.”

“Kars Belediyesi’nden hamile hanımlara müjde, artık gece yarısı aş erecek olursanız meydandaki kaşar heykelimiz hizmetinizdedir.”

“Kars’a dikilecek kaşar heykeli kız mıdır, kadın mıdır bilemem.”

Fatih Altaylı, HaberTürk’te, Pazar günkü köşesinde “Yeni heykel ‘fazla derin anlamlar içermesin’ diye doğrudan kent ile alakalı seçilmiş. ‘Fazla anlam baş ağrıtıyor’ denilerek kentin simgesi kaşarda karar kılınmış.

Nasıl olacağı belirsiz, dilim mi tekerlek mi olacak? Tekerlek olursa bazı Karslıların buna da bir anlam yükleyip, heykeli yıktırmaları söz konusu olabilir.”


Altaylı yazısını bitirirken, geçtiğimiz haftalarda konu ettiğimiz Ajda Pekkan’ın Devlet Bakanı Egemen Bağış ile ilgili “duygu fışkırması"na da atıfta bulunup, her şeyin üzerine tüy dikecek bir yorumda bulunuyor:

“Bence en iyisi Kars’a Ajda Pekkan heykeli diksinler. Hem bunca sorudan kurtulurlar hem de iktidarın olası gazabından.

Birisi kalkıp
‘Bu da nereden çıktı’ derse, en azından Egemen Bağış ‘Aman efendim, yıkmayalım, hem Kars’ı da simgeliyor’ der.”