• “..izm”lere duyulan alerji TBMM’de nüksetti
  • Behzat  Ç, “Bir Ankara Siyaset Masalı"na nasıl dönüştü?
  • Bu kadınlardan korkulduğu kadar var vallahi


RAPORU HAZIRLAYANLAR:
Azime Acar & Ender Bölükbaşı



Demokrat Parti’nin kurucularından Celal Bayar’ın dünyadaki komünizm korkusundan dem vurmak için söylediği “Bu kış komünizm gelecek” sözündeki “...izm” ortada komünizm tehdidi kalmayınca başka "izm"lere yapıştırılır oldu.

“İzm”lere gayet yüksek  düzeyde akut alerji duyan Türk siyaseti ve siyasetçileri nerede bir “izm” görseler, alerjileri depreşip kaşınmaya başlıyorlar.

Siyasette son depreşen alerji Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda “Kadını Şiddetten Koruyan Yasa Tasarısı” görüşmelerinde yaşandı.

Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Fatma Şahin’in 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde meclis gündemine getirdiği tasarının görüşmelerinde özellikle erkek milletvekillerinin maskülen duyguları ortalığa öylesine döküldü ki...

AKP Kırıkkale milletvekili Ramazan Can, konuşmasında “izm”lerden ne kadar hoşlanmadığının ipuçlarını verdi.



Konuşmasına bir hadisle başlayan Ramazan Can, “Kadına pozitif ayrımcılığın boşanmayı kolaylaştıracak, aileyi dağıtacak uygulamalara dönüştürülmemesi gerektiğini” söyledi.

Can, hızını alamayıp, “Erkeğin otoritesini kıralım derken feminizme de davetiye çıkarmamalıyız” deyiverdi.

Feminizmi, tıpkı komünizm gibi bir tür devletleri yönetmeyi amaçlayan kapsamlı bir ideoloji olduğunu sanan Ramazan Can’ın, tarihteki amazonlarla feminizmi karıştırdığını tahmin ediyoruz.


SONUÇ

Meclis'deki genel görüşme sırasında sadece feminizm değil, televizyon dizileri de masaya yatırıldı. Ve inci üstüne inci dizildi.

MHP Tekirdağ milletvekili Bülent Belen, Bakan Fatma Şahin’e Star TV’de yayınlanan “Behzat Ç.” dizisinden duyduğu rahatsızlığı bu vesile ile iletti.

Hem Bülent Belen’in sorusu hem de Bakan Şahin’in cevabı, yıllarca unutulmayacak nitelikte;

"Behzat Ç. adlı dizide Türk ailesinin temeline dinamit konuluyor. Savcı bir kadın, bu polisle nikahsız yaşıyor. Bu adam savcıya kadını aşağılayıcı sert sözler söylüyor. Maço erkek tavırları gösteren başka dizilerde var. Sizin bunların önlenmesine yönelik bir girişiminiz oldu mu?"

Bakan Şahin de neredeyse diziler konusunda milletvekili ile aynı fikirdeydi. Bir televizyon dizisinden korkusunu öylesine ayyuka çıkardı ki neredeyse “Bu kış Behzat Ç. gelecek” demeye getirdi;

"Sizinle aynı hassasiyeti paylaşıyorum. Ben de iki çocuk annesi bir kadın olarak kadını ikincileştiren ve kadına şiddeti artıran dizilerden rahatsız oluyorum. Bunları ya seyretmeyeceğiz ya da şikayet mekanizmasını işleteceğiz.”

Meclis’te bunların konuşulduğu saatlerde Sultanahmet Meydanı'nda Ukraynalı Femen Grubu’nun "izm"i iki dakika içinde derdest edilip, “Feministler Ukrayna’ya” sloganıyla gerisin geri yollandı.

Haklarını yememek lazım. Milletvekillerinin kadınlardan korkusu yersiz de değil.
 
Bizden değil ama Fransa’dan bir örnek verelim size.

Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy’nin manken eşi Carla Bruni’nin aşk hayatını yazan Le Parisien gazetesi, Bruni’nin feminist salvolarına hedef oldu.

First Lady Carla Bruni, aşk hayatını anlatan bölümlerin yayınlanmasının ardından Le Parisien gazetesini arayarak, “Yarınki sayınızda özür dilemezseniz, oraya First Lady değil bir İtalyan kadını olarak gelir ve gözlerinizi oyarım” diye tehdit etti.