• Bir ‘alıntı’ vicdanı ve duyguları nasıl tetikler?
  • Bir sektörün itibarını nasıl yeniden ateşlere atar?




Azime ACAR


Financial Times, Aralık ayında Londra’da ilaç sektörüyle ilgili bir konferans düzenlemişti.

Konferans kapsamındaki bir panel “ilaç sektörünün itibarını nasıl geri kazanacağı, güveni yeniden nasıl oluşturacağı” hakkındaydı.

İşin bir ucu sağlık, diğer ucu kar olunca sektörün kamuoyundaki itibarıyla ilgili kuşkular malum.

3 Aralık’taki bu panelden haftalar sonra medyanın yaptığı bir ‘alıntı’ sektörün kalan itibarını sudaki tuz misali eritiverdi.

Konuşmasından alıntı yapılan kişi Bayer İlaç’ın Hollandalı CEO’su Marijn Dekkers idi. Bloomberg BusinessWeek dergisinde yer alan alıntı şöyleydi;

“Biz kanser ilacını fakirler için değil, zenginler için ürettik.”


Ardından, Daily Mail gazetesi, “Biz bu ilaçları Hintliler için yapmadık” manşetiyle konuyu sürdürdü ve gerisi de hızla geldi.

Nasıl olup da bir CEO “Doğruyu konuşma zamanı geldi” diyerek, kanser gibi kamuoyunun hassas olduğu bir konuda böyle bir açıklama yapabilmişti?

Alıntının bağlamını, önünü, ardını merak edenler için aktaralım. Zira, bazen yöneticiler yaptıkları açıklamanın gazeteciler tarafından “bağlamından koparılarak, kötü niyetle kullanıldığından” yakınırlar.



CEO, Bayer’in 2005 yılında onay aldığı Nexavar adlı böbrek ve karaciğer kanseri ile ilgili ilacın Hindistan hükümetinin patentsiz üretimine onay vermesine tepkiliydi.

Zira, 67 bin dolarlık bu pahalı kanser ilacının Hindistan’daki fiyatı 177 dolardı. Hindistan yasalarına göre yurtdışındaki çok pahalı ilaçlar, Hindistan’da patentsiz üretilebiliyor.

CEO Marijn Dekkers, panelde kendisine yöneltilen “Hindistan’ın bu yaklaşımının Bayer’in iş süreçlerini nasıl etkileyeceğine” ilişkin soruyu yanıtlarken şunları söylemişti;

“Bu iş modeli üzerinde büyük bir etkisi olacak mı? Dürüst olalım. Bunun adı hırsızlıktır. Biz bu ürünü Hint pazarı için geliştirmedik. Kanser ilacını Batı’da yaşayan ve maddi güce sahip insanlar için geliştirdik.”

Gelen tepkiler üzerine bir yazılı açıklama yaparak “üzgün olduğunu” belirten CEO, “bir panelde gelen bir soruya verilen hızlı yanıttan yapılan bu alıntının” yanlış anlaşıldığını dile getirdi. Ancak, fikri mülkiyet hakları konusunda duruşlarını koruduklarını ve Hindistan hükümetinin kararından uğradığı hayal kırıklığını da ekledi.

En sert tepkilerden birisi, kanser ilaçlarının gelişmekte olan ülkelerde erişimini savunan Sınır Tanımayan Doktorlar Örgütü’nden geldi.

Örgütün İcra Direktörü doktor Manica Balasegaram, “Bay Dekkers’in yaptığı yorum, çok uluslu ilaç sanayinin yaptığı yanlışları özetledi. İlaç firmaları global sağlık ihtiyaçları umurlarında olduğunu iddia ediyorlar ama sicilleri aksini söylüyor” dedi.



İPUCU

‘Alıntı’ iyi bir haber hikayesinin en önemli yapı taşlarından birisi.

Gazetecilerin alıntılara ihtiyacı var, hele alıntı yapılan kişinin duyguları alıntının içindeyse, hikayenin etkisi maksimuma çıkacak demektir.

Ancak, bazen yöneticiler gazetecileri alıntıları “bağlamı dışında” kullandığı için eleştirir. Oysa haber sözün gelişinden yazılır, ne demek istediğinizin bir özetidir.

Dünyaya gazetecilerin gözüyle bakmaya çalışın, dediğinizin nasıl anlaşılacağı konusunda kafa yorun. Çünkü, alıntısı yapılanları en çok kızdıran şey aslında “kendi kelimelerinin, kendilerine karşı kullanılması”dır.

Sağlık, kanser gibi toplumsal duyarlılıkların yüksek olduğu bir konuda böylesi bir alıntının etkisi ise CEO ve firmayı aşar, itibarını kazanma derdindeki tüm sektörü etkiler.